Macahel Vakfı’nın 2011 yılı olağan mütevelli heyeti toplantısı 22.01.2012 Pazar günü saat 14.00’te Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde yapıldı. Toplantıya Vakıf Başkanının tuhaf sözleri ve sunumu damgasını vurdu.

Halka açık toplantı iddiasıyla duyurusu yapılan toplantıya vatandaşların katılımını sağlayabilmek için öne sürülen “Kadastro ve Şavşat’a yazılan yaylalar” gündemi, Vakıf Başkanının tek kişilik gösteri niteliğindeki uzun faaliyet raporu sunumu nedeniyle gölgede kaldı. Kadastro gibi Macahel için hassas bir konuda önemli hususların tartışılacağı umuduyla gelen vatandaşlar, konunun kısa bir konuşmayla geçiştirilmesi sebebiyle büyük bir hayal kırıklığı yaşadı.

Toplantıda, Vakfın üniversite öğrencilerine sağladığı bursun kapsamını genişletmesi kayda değer ve takdir gören tek faaliyet olarak öne çıkarken, geçen yıl Tema’nın sözde “Macahel Arı ve Bal Festivali”ne denk geldiği için iptal edilen geleneksel bayramlaşmanın (Ramazan Bayramı) bu yıl da aynı nedenle yapılmayacağının ifade edilmesi dikkat çekti. Bu bağlamda Vakıf Başkanının kutsal Ramazan ayını hafife alıcı bir Bektaşi deyimini kullanması tuhaf bulundu. Başkanın ayrıca iktidar partisiyle ilişkili iğneleyici sözleri garipsendi.

Öte yandan Vakfın gelir-gider tablosundaki bir bağış tartışma konusu oldu. Tabloda 10 bin TL’lik girdi olarak gözüken bağışın, “Diğer Vakıf ve Derneklere Yardımlar” adı altında yine aynı miktarda çıktı olarak gözükmesi soru işaretleri uyandırdı. Yetkililer bunun Borçka’daki bir derneğe verilmek üzere şartlı bağış olduğunu ve Vakıf senedinde yeri olduğunu ileri sürerken, bağışı yapan kişinin niçin doğrudan ilgili derneğe bu bağışı yapmadığı, Vakıf üzerinden bunun yapılmak istenmesinin sebebi açıkta kaldı.

Ayrıca boşalan mütevelli heyeti üyeliklerine yapılan seçim de danışıklı bir oldubitti görünümündeydi. Mütevellinin görüşü alınmaksızın önceden belirlenen adaylar, doğrudan oylamaya sunulmak istendi. Heyet üyelerinin adayları tanımak istediğini belirtmesi üzerine adaylardan birinin esasen Vakıf faaliyetleriyle ilgisinin olmadığını ifade etmesi, aday seçimindeki keyfiliği gözler önüne serdi. Bu şekildeki kapalı-devre üye seçiminin Vakfa gerçek anlamda katkı sağlayacak farklı yelpazedeki kişilerin önünü kapatarak Vakfın dinamizmini yok edeceği belirtildi.