Valilik ve ORKÖY Camili’de Bilgilendirme Toplantısı Düzenledi (Yorumlu)

Artvin Valiliği ile Orman Köy İlişkileri (ORKÖY) Genel Müdürlüğünce,  Macahel Halkının refah seviyesinin yükseltilmesi amacıyla bir bilgilendirme toplantısı yapıldı.

Vali YEMLİHALIOĞLU, aralarında ORKÖY Genel Müdürü Mustafa Kemal YALINKILIÇ’ın da bulunduğu 29 kişiden oluşan bir heyetle Camili Köyü’ne gitmek üzere bölgede bulunan kar ve heyelan riskinden dolayı Sarp Sınır Kapısı’ndan çıkış yaparak Acara Özerk Cumhuriyeti toprakları üzerinden yaklaşık 130 kilometrelik zorlu bir yolculuğun ardından köye ulaştılar.
 
Camili İlköğretim Okulu’nda düzenlenen bilgilendirme toplantısına, Artvin Valisi Mustafa YEMLİHALIOĞLU, Çevre ve Orman Bakanlığı ORKÖY Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa YALINKILIÇ, ORKÖY Genel Müdür Yardımcısı Osman ÖZTÜRK, ORKÖY Genel Müdür Sekreteri Kadir KILIÇ, Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fehmi TÜRKER, Borçka Kaymakamı Fatih KIZILTOPRAK,  İl Çevre ve Orman Müdürü Etem BOZ, ORKÖY Genel Müdürlüğü Şube Müdürleri, Artvin İl Müdürlüğü Şube Müdürleri ve Mühendisleri ile Camili, Düzenli, Efeler, Kayalar, Maral ve Uğur Köylerinin Muhtarları ve vatandaşlar katıldı.

Vali YEMLİHALIOĞLU ilk olarak Camili İlköğretim Okulu’nda incelemelerde bulundu. Öğrencilerle yakından ilgilenen YEMLİHALIOĞLU, onlara dersleriyle ilgili bazı sorular sordu.

Vali YEMLİHALIOĞLU ve beraberindekiler daha sonra okulun toplantı salonunda gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısına katıldılar.

Toplantıda, Camili Havzası ile ilgili neler yapılabilir ve ORKÖY aracılığı ile burada yaşayan vatandaşlara nasıl destek sağlanabilir konularında vatandaşların istek ve talepleri dinlendi.

VALİ YEMLİHALIOĞLU, “CAMİLİ’YE GEÇİŞ NOKTASI, MURATLI’YA İSE SINIR KAPISI YAPMA ÇALIŞMALARIMIZ VAR”

Artvin Valisi Mustafa YEMLİHALIOĞLU burada yaptığı konuşmasında, Camili bölgesinde bulunan mevcut köylerin zorlu kış şartlarından dolayı yollarının yılın 5-6 ayı kapalı kalmasından dolayı büyük sıkıntı çektiklerini belirterek, “Camili bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın halini, hatırını soralım hem de bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın karşılaştıkları sorunları dinleyelim ve elzem olan sorunlarınıza çözüm üretelim diye buraya geldik. ORKÖY Genel Müdürümüz ve ekibiyle bu yolu görmek için geldik. Köyünüzün yolu kardan dolayı heyelan riski taşıdığı için Acara Özerk Cumhuriyeti’nin Başkenti Batum üzerinden geldik.  Muratlı’dan bir sınır kapısı ve Camili’den ise bir geçiş noktası yapılması konusunda Valiliğimizin ve Dışişleri Bakanlığımızın yoğun bir şekilde çalışmaları var.
 
Muratlı tarafından bir yol projemiz var. Yol güzergâhını kendi gözümüzle bir kez daha görelim dedik. Muratlı üzerinden ikinci bir kapı da gündemimizde O zaman bu Camili Havzası daha farklı bir boyut kazanacak. Camili köyümüzden de bir geçiş noktası projemiz var. Batum üzerinden Camili köyümüze gelen bir yol var. Bu yolun yaklaşık bir kilometresi patika yol. Yani otomobillerin geçişi sağlanamıyor. Zor kış şartlarında daha önceden Acara Özerk Cumhuriyeti ile devletimiz arasında imzalanan protokolle hasta ve acil durumlarda Batum üzerinden Türkiye’ye geçişleri sağlıyoruz. Yıl içerisinde TİKA ile bir protokolümüz var. Acara hükümeti protokol çalışmalarını son aşamaya getirdi ve çok ciddi bir şekilde ilgileniyorlar. Bu yol bittikten sonra Camili havzasında yaşayan vatandaşlarımız sıkıntı çekmeyecekler.
 
 
Nisan ayında ilimizde düzenlediğimiz Turizm Haftası etkinliklerimize Acara Özerk Cumhuriyeti Başbakanı Levan Varşalomidze’yi davet ettik. Ardından Sayın Başbakan bizleri Batum’da düzenledikleri turizm fuarına davet etti. 16 ülkenin katıldığı fuara Türkiye’yi onur konuğu olarak davet ettiklerini söylediler. Burada açılan stantları gezerken Batum’un köylerinde yaşayan insanlar bizlere Batum toprakları üzerinden Camili’ye ve Muratlı’ya yol yapacakmışsınız dediler. Ve bu yolun yapılmasının kendilerini de çok mutlu edeceğini söylediler. Her iki ülke adına güzel adımlar atılıyor. Artvin Valiliği olarak bu konunun üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
 
Mevcut Camili-Borçka arasında bizim devam eden yol çalışmamız var. Yolda kar ve heyelan riski var. Ben il valisi olarak bu yolda bir insanımızın burnu kanasa beni çok üzer. Onun için bu yolda çığ riskinden dolayı Karayolları olarak çalışmamız var. Karayolları Bölge Müdürlüğümüz bu çalışmasını kısa sürede sonlandıracak. Bir de sizlerin mutabık olduğu orman yolunuz varmış. O çığ riski olan bölgenin alternatifi olarak yaklaşık 6 kilometrelik bir orman yolunu il özel idaresi olarak destek olup yapabiliriz. Ayrıca Sağlık Bakanlığı düzeyinde buraya Aile Hekimliği noktası oluşturduk. Sağlık noktasında biraz daha rahatlatma olacağına inanıyorum. Ev pansiyonculuğu konusunda havzada yaşayan köylülerimizi yurt dışına gönderip eğitim almalarını sağlayacağız. Bu toplantının ardından önümüzdeki günlerde köylülerimizle bir araya gelip daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirme toplantısı yapacağız”
diye konuştu.

ORKÖY GENEL MÜDÜRÜ PROF. DR. YALINKILIÇ, ORMAN ZENGİNLİĞİ BAKIMINDAN ARTVİN’İ PİLOT İL SEÇTİK

ORKÖY Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Kemal YALINKILIÇ yaklaşık 2 saat süren bilgilendirme toplantısında, Camili Havzasında hayvancılığın desteklenmesini, ekoturizm kapsamında projeler üretilerek genel müdürlüğe sunulmasını, ev pansiyonculuğunun aktifleştirilmesini ve desteklenmesini, orman köy konaklarının (kır evi) yöre mimari yapısında yapılmasını, arıcılık faaliyetlerinde marka tescilinin, paketleme ve pazarlama işlemlerinin en kısa sürede tamamlanmasını, arıcılıkla ilgili kapasite geliştirme ve üretilen balın ORKÖY ürünüdür damgasıyla pazarlanmasının yapılacağını ifade etti.
 
Milli Parklar Genel Müdürlüğü görevini 7 yıl yaptığını ifade eden YALINKILIÇ, “Son bir yıldır da ORKOY Genel Müdürü olarak görev yapıyorum. Bu görevim süresince bence yaptığımız en hayırlı işlerden bir tanesi Camili’nin Biyosfer Rezerv Alanı ilan edilmesiydi diye düşünüyorum.  Türkiye’nin ilk Biyosfer Rezerv Alanıydı. Gerçekten de ilk olmayı hak eden bir doğaya sahip.  Ben bu coğrafyanın Cenab-ı Allah’tan torpilli olduğuna inanıyorum. Biz de ORKOY olarak burada yaşayan vatandaşlarımıza elimizden gelen katkıyı vereceğiz. Ben bu coğrafyada yaşayan insanlar olarak sizlerin anlayışına, sabrınıza ve insanlığınıza hayranım. Ben de bir köy çocuğuyum ama bu yolu geldikten sonra kendi köyümün kıymetini bilmem gerektiğini gördüm.

Biliyorsunuz GEF projesini tamamladık. Bu proje kapsamında Türkiye’de 4 alan vardı, bunlardan bir tanesi Camili bölgesiydi.  Plan bitti de bunun altında yörenin kalkındırılması aşamasına sıra geldi. Planı bitiren şahsım olarak bu kez bu yöreye hizmet etmek maksadıyla ORKÖY Genel Müdürü olarak sizlerin huzurundayım. Köylerimizin kalkınması için müdürlük olarak görevimizi alnımızın akıyla yerine getireceğimizi düşünüyorum.  Artvin’e samimi olarak söylüyorum, heybemiz dolu geldik. Sayın bakanımızın sizlere sevgi ve selamını getirdim. Artvin’in çok çalışkan ve dinamik bir Valisi var. Bu yüzden sizler çok şanslısınız.  Sayın Bakanımızın talimatı şudur, Güney’e, Batı’ya çok giden ve gelen var. Beni de Camili’ye gönderdi. Önceki aylarda Sayın Bakanımızı ziyaret eden Camili köylülerimizin yaşadıklarını anlatması kendisini çok duygulandırmış. Bakanlığımızca yapılması gereken ne varsa bölgede tespitlerini yap, senin yapabileceklerini sen yap. Yapamayacaklarını bana raporla ben yapayım şeklinde talimat verdi.  Ben de bu talimatı yerine getirmek üzere Sayın Valimizle birlikte köyünüze geldim. 

Artvin bizim için pilot bir ildir. Türkiye’de orman köyü denince ilk akla gelen şehir Artvin’dir. Şu anda Birleşmiş Milletler Dünya Tarım Örgütü ile birlikte Ardanuç’ta kırsal proje hazırlama eğitimi programı uyguluyoruz. Çok pratik bir proje hazırlama sistemi ile oradaki köylere yönelik çalışmamız var. Camili’de plan bittiği için aynı çalışmayı burada tekrar etmeye gerek yok. Burada çok ön plana çıkan konuları planımızdan biliyoruz. Burada biz orman köylerini tarif ederken iki kelimede toparlıyoruz. Doğası ve duası temiz yerler olarak tarif ediyoruz. Henüz kirlenmemiş yani dolayısıyla biz bu henüz kelimesinin altını da çiziyoruz ki yanlış yapmayalım diye. İnşallah bu iki kelimeyi arşivimize dönüştürüp gelecek nesillere bırakılabilir, tabi kaynaklara dayalı bir gelişmeyi, bir kalkınmayı burada hep birlikte ele ele gerçekleştirmiş oluruz diye düşünüyorum.

Artvinli olarak sizler çok şanlısınız çünkü çok dinamik ve çalışkan bir valiniz var. Kendileriyle çok eskiden beri tanışıyoruz. Ben buraya sadece dostlar alış verişte görsün diye gelmedim. Beraberimde genel müdür yardımcım, pazarlama ve yerleşim dairesi başkanımla geldim.

Şimdi biz Tarım Bakanlığı’nın 20.8 milyonluk verdiği destekle orman köylerinde bir faaliyet gerçekleştirilemeyeceğine inanıyoruz. Çünkü Tarım Bakanlığı hektar ve miktar üzerinden destek veriyor.  Türkiye’de şehirde ve mücavir alanlara yakın köylerde yaşayan insanların gayri safi milli hâsıladan aldıkları pay 10 bin doların üzerindedir. Orman köylerindeki insanların gayri safi milli hasıladan aldıkları pay yani sizin aldığınız pay 500 doların altındadır. Kıyaslayın, kabul edilmez çünkü niye, biz iki sığır dağıtan, 30 koyun, 1 koç dağıtan bir kurum olarak yıllarca hizmet vermişiz. İşin yanlışlığı burada. Aynı sizin dediğiniz gibi havza esaslı, havzadaki problemleri bütüncül bir anlayışla ele alıp o yöndeki projeleri desteklemiş olsaydık bugün çok farklı bir noktada olurduk. Bu sebeple biz ORKÖY Genel Müdürlüğü’nün usul ve esaslarını yeniden revize ettik ve maliye bakanlığına gönderdik. Umudum o ki gelecek hafta bu düzenleme çıkacak. Çıkarsa sizin bildiğiniz sıkıntılı durumlar ortadan kalkacak. Ev altı hayvancılığa son diyoruz. Altta hayvan yaşayacak üstte insanlar yaşayacak. Ne hayvan refahı ne de insan refahı böyle bir şey yok. Camili bölgesindeki arıcılığı diğer arıcılık ve ürünlerinden ayırmak için, genel müdürlüğümüzün denetiminde yapılan işler için, ORKÖY ürünüdür diye genel müdürlüğümüzün damgasını ve yazısını verelim. Böylelikle diğerlerinden farklılığı ortaya çıksın” diye konuştu.  

YALINKILIÇ, alanla ilgili daha farklı sürdürülebilir kaynakların üniversiteler tarafından araştırılması için girişimlerin başlatılması konusunda Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fehmi TÜRKER’e gerekli çalışmaların kısa sürede başlatılmasını gerektiğini ifade etti.

Camili halkı ise, “Borçka’dan Camili’ye bir saate geliniyor,  köy ve mahalle yollarımız çok bozuk. Bu yolların daha iyi olmasını istiyoruz. Havzada turizm, mera konusunda sıkıntılarımız var. Borçka-Muratlı, Muratlı-Camili ulaşımı çok gereklidir. İlk defa devletimizin Valisi Batum üzerinden sınırı aşarak Camili’ye geldi. Bu yolun açılmasının ne kadar zaruri olduğunu kendi gözleriyle gördü. Bir an önce bu yolun yapılacağını bizlere müjdeledi. Çok memnun olduk.  Daha önce hiçbir vali böylesi bir ekiple köyümüze gelmedi.  Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir valimiz Gürcistan üzerinden Camili köyümüze geldi. Bundan dolayı biz çok mutluyuz. Geçen ay Dışişleri Bakanımızın ön protokol imzaladığı Muratlı Sınır Kapısı ile Camili geçiş noktasını yerinde görmek için Sayın Valimiz Gürcistan sınırını aşarak köyümüze geldi. Sayın Valimizin ve beraberindeki ORKÖY Genel Müdürü ve ekibinin köyümüze gelmeleri bizleri gerek sınır kapısı, gerek geçiş noktasının açılması ve gerekse de köylerimizin kalkınması noktasında yaptıkları çalışmalar köy halkını son derece mutlu etmiştir. Biz kendilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.  Bu bizler için çok büyük bir olaydır” diye duygularını dile getirdiler.

Heyet, toplantının ardından kar ve heyelan riskine rağmen Borçka üzerinden Artvin’e döndü. 05.05.2011

http://www.artvin.gov.tr/?page=haber&file=detay&id=885

YORUM: Her şeyden önce yöremiz sorunlarıyla yakından ilgilendiği için Valimiz Mustafa YEMLİHALIOĞLU’nu kutlamak ve kendisine teşekkür etmek gerekir. Ancak yapılan toplantı ve özellikle toplantıda dile getirilen bazı görüşlerin değerlendirilmesinde yarar görüyoruz.

İlk olarak Vali YEMLİHALIOĞLU’nun yöreye, çekilen sıkıntıları yerinde görmek amacıyla sınır ötesinden ulaşması, yöre halkının da ifade ettiği gibi müstesna bir davranıştır. Sınır kapısının ve ötesinden yol açılması, yörenin kangren olmuş yol sorununa, özellikle kış ayları açısından geçici bir çözümdür. Zira kalıcı çözümün, halen genişletme çalışmaları devam eden mevcut yolda bulunan Maçahel geçidinde kısa bir tünel yapılması olduğu bilinmekte ve yıllardır talep edilmektedir. Öte yandan sınır ötesindeki yolun, Aşağı Macahel’de çeşitli zorluklar yaşayan, ülkemizin garantörlüğündeki özerk yönetime tabi akraba halka da yarar sağlaması umulmaktadır.

Sayın Valinin aile hekimliği uygulamasına dair beyanları yörede bilhassa kış aylarındaki sağlık sorunları açısından sevindiricidir. Buna karşılık ev pansiyonculuğuna ilişkin yaklaşımı desteklememiz mümkün değildir. Bize göre Macahel’in doğası ve kültürü açısından en büyük ve güncel tehdit kontrolsüz turizm faaliyetleridir. Bu faaliyetlerin görece kolay ekonomik getiri itibariyle desteklenmesi ilk planda ve kısa vadede makul gözükmekteyse de bunun yerine yörede herkesin geleneksel olarak bildiği ve yaptığı, ancak son yıllarda büyük bir gerileme gösteren tarım ve hayvancılığın teşviki ve desteklenmesi uzun vadede çok daha önemlidir. Hem bölgenin hem de ülkemizin çıkarınadır. Macahel’in diğer bölgelere göre korunmuş olmasında, geleneksel koruma-kullanma anlayışının yanı sıra, bölgenin uzun yıllar, giriş-çıkışları da içine alan askeri yasak bölge sınırları içinde kalmasının etkili olduğu bir gerçektir. Bu durum, kontrolsüz turizme karşı da en önemli güvencelerden biri olmuştur. Ancak ne yazık ki yörede istenmeyen kuruluşun dolgun ücretli sözde biyo-tur faaliyetleri ve ilgili mevzuata aykırı olarak inşa edilen otel mahiyetindeki tesisi bağlamında, aynı kuruluştaki o dönem için etkin bazı emeklilerin girişimiyle askeri yasak bölge sınırları daraltılmış, bölge kontrolsüz turizme açılmıştır. Bugüne kadar kontrolsüz turizme karşı etkin bir mekanizmanın kurulamamış olması ve açılması düşünülen sınır kapısı-geçiş noktası da dikkate alınarak, yöre doğasının ve hatta güvenliğinin yararı için askeri yasak bölge sınırları tekrar eski haline dönüştürülmelidir.  

ORKÖY Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Kemal YALINKILIÇ’ın ise bazı söylemlerini olumlu bulmakla birlikte, özellikle Milli Parklar Genel Müdürü iken yaptıklarıyla ilgili söylemlerini şiddetle reddediyor ve kınıyoruz. Bu bağlamda hayvancılığın desteklenmesine ve arıcılığın kamu markası altında pazarlanmasına dair açıklamalar yerindedir. Ancak arıcılık bakımından üretimin de teknik açıdan malum çevrelerin tekelinden çıkarılması, bunun için yörede yeni ismiyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı bir üretim istasyonunun kurulması şarttır.

YALINKILIÇ’ın, Milli Parklar Genel Müdürlüğü dönemiyle ilgili olarak, yöremizin tamamen bir oldubittiyle biyosfer rezerv alanı ilan edilmesini, yaptıkları “en hayırlı iş” olarak nitelendirmesi, halktan kopuk zihniyetin basit bir ifadesidir. Bu statünün yöre halkına hiçbir “hayrı” olmadığı gibi, hazırlanan taslak yönetim planında öngörülen sınırlamalar, yol yapımı, HES ve benzeri projelere söz konusu statü bahane edilerek çıkarılan engeller dikkate alındığında birçok “şerre” gebe olduğunu görmek zor değildir. Bu statünün ve öngörülen yönetim planının yalnızca yörede tekel halinde kontrolsüz turizm gibi faaliyetlerde bulunanlara “hayır” sağladığı ve engel olunmazsa sağlayacağı açıktır.

YALINKILIÇ’ın GEF-II Projesiyle ilgili sözleri ise fazla bir tartışmayı gerektirmemektedir. Zira söz konusu projenin, halktan kopuk ve halka rağmen gerçekleşen uygulamaları nedeniyle başarısız olduğu bizzat Çevre ve Orman (Orman ve Su İşleri) Bakanı Prof. Dr. Veysel EROĞLU tarafından dolaylı da olsa itiraf edilmiştir. Söz konusu proje için ayrılan fonların ne şekilde harcandığı, sözde hibe projeler adı altında kimlere dağıtıldığı belirsizdir. Bu nedenle Sn. Genel Müdürün, geçmişteki başarısız ve tepki çeken faaliyetleri örnek bir çalışma gibi göstermek yerine, edinilen tecrübeler çerçevesinde özeleştiriye dayalı bir yaklaşımı tercih etmesinin, gelecekteki faaliyetler açısından daha gerçekçi ve sağlıklı olacağı kanaatindeyiz.


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi