Macahel’i Turizme Açmak İsteyenler, Ayder’de Olanları Görmeli
Yazan : Mereta Tema Vakfı Başkanının Macahel’deki son festivalde helallik isteyerek, dolaylı olarak özür dilemesi, yöredeki faaliyetlerle ilgili vicdani bir muhasebenin yapılması olarak yorumlanabilir. Bu yorumdan yola çıkarak, turizm faaliyetleri çerçevesinde Macahel doğası adına vicdani bir seslenişte bulunmanın yararlı olacağını umuyoruz. Tema, şimdiye kadar düzenlediği turlarla, Camili’deki oteliyle birçok insanı yöreye getirmiş ve yaptığı reklamlarla da bu faaliyetin önünü açmıştır. Yörede kaçak olarak açılan pansiyonlar bunun göstergesidir. Keza bunlardan bağımsız olarak, bireysel ya da toplu başka gezilerin yapıldığı da bilinmektedir. Vicdani olarak Tema Başkanı, yöreli olmayan birçok kişiye bu güzel doğayı gösterme imkânı tanıdığı için kendini mutlu ve vicdanen rahat sayıyor olabilir. Peki, bu faaliyetlerinin, Ayder yaylasında, keza Uzungöl’de, kısaca sonradan turizme açılan doğa harikası pek çok yerde sebep olduğu gibi, orta ve uzun vadede Macahel’de de sebep olabileceği (şimdiden sinyalleri görünen) kirliliklerin, çirkin yapılaşmanın ve en önemlisi kültürel yozlaşmanın vicdani sorumluluğunu da kabul ediyor mu? Eğer bu hususta koruma statülerine dayanıyorsa, bunun işe yaramadığı Ayder örneğinde olduğu gibi açıktır. Macahel’i festival, belgesel vs. diye afişe ederek, nesiller boyu kendi dengesi içinde korunan güzelim doğanın ve özgün kültürün, bu faaliyetlerle oluşan dengesizlikle bozulmayacağını garanti edebiliyor mu? Yöre doğasına dışarıdan bırakılan her çöpte, özgün kültürden her sapmada bu faaliyetlerin bir vebali yok mu? Kısaca Macahel doğasının ve kültürünün hakkı ne olacak? Macahel insanlarıyla yaşananlar dolayısıyla istenen helalliğin bir diğer boyutu da Macahel doğasına, kültürüne yönelik oluşturulan bu tehlikelerdir. Bu konudaki vebalden kurtulmanın tek yolu ve samimi bir vicdan muhasebesi için atılacak keskin adım, bu faaliyetlere vakit geç olmadan son verme, mevcut oteli kapatma ya da bir kamu kuruluşuna devretme olarak görülmektedir. Hurriyet.com.tr’de yer alan haber: Maalesef burası Ayder Yaylası 9 Aralık 2008 Muhammet KAÇAR/ÇAMLIHEMŞİN (Rize), (DHA) TURİZM Merkezi, Belediye Mücavir Alanı, Milli Park, SİT alanı ve son olarak da Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi ilan edilen Rize'nin ünlü Ayder Yaylası, tüm bu koruma gerektiren kararlara karşın yine de özelliğini koruyamıyor. Birbiri ardına yükselen betonarme binalar nedeniyle korunacak herhangi bir doğal güzellik kalmadığı gerekçesiyle Milli Park statüsünün kaldırılması için girişim başlatılan yaylanın bu hale gelmesine, kurumlar arasında yaşanan yetki karmaşasının yol açtığı belirtiliyor. İŞTE AYDER YAYLASI'NDAN FOTOĞRAFLAR Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi'nde yer alan ünlü Ayder Yaylası, 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Merkezi ilan edildi. Aynı zamanda belediye mücavir alanı olan ve doğal güzelliği ile öne çıkan yaylada bu tarihten sonra gelişigüzel yapılaşma başladı. Bunun üzerine yayla, 1994 yılında Milli Park, 1998 yılında ise SİT alanı ilan edilerek, sözde koruma altına alındı. Tüm bu koruma girişimlerine rağmen yapılaşmanın devam ettiği Ayder ve çevresinde 311 kişi, ‘kaçak yapılaşma ile SİT ve Milli Park yasalarına muhalefet’ten yargılandı. Yayla, 2006 yılında da Bakanlar Kurulu Kararı ile ‘Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi’ ilan edildi. Tüm bu koruma girişimlerine rağmen yükselen betonarme binalar ile daha önce yapılan binaların çevreye uyumunun yapılamaması yaylanın doğal güzelliğini de bozdu. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10536342.asp?gid=229 Yazının Kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org/Forum.asp?forum=oku&msgid=75 Macahel Bizimdir İnisiyatifi
|