Dereyi Görmeden Paçayı Sıvamak

Dünyada yaşanan değişim ve gelişmeler ile beraber bazı kavramların değerleri daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. İnsan hakları, doğanın korunması, girişimcilik, sermaye, hukuk, adalet ve demokratikleşme gibi kavramlara önem verilmektedir. Köyden kentlere olan göç, büyük bir değişimi beraberinde getirmiştir. Bu değişimin nedenlerini; yoksulluktan kurtulma, güven içinde yaşama, iklim şartları, eğitim ve uygar bir dünyada yaşama arzusu olarak ortaya koyabiliriz.

 

Eğitim ve uygar bir dünya ile bütünleşme arzusu her Türk vatandaşının olduğu gibi Macahel insanının da doğal hakkı olduğunu vurgulayarak; değişime neden olan göçü, Macahel ile bağlantılı olarak doğanın korunması ve yapılması düşünülen HES. çerçevesinde ele almaya çalışacağım. Macahel'de yaşamayı insan hakları kriterleri ile mukayeseli bir şekilde ortaya koymak konuyu anlatma ve anlama açısından daha yararlı olacaktır.

 

Göç ve ortaya çıkan taşımalı eğitimle beraber öğrencilerimizin; okul binasındaki yatakhanesi ile birlikte, temizlik ihtiyaçlarını, banyolarını okulun tuvaletlerinde yapmaları bugünün Türkiye’sinde arzulanacak bir durum değildir. Boyları bir metreyi geçmeyen bu yavrularımızın hafta sonları evlerine giderken bir, bir buçuk metre kar içinde iki üç saat yol yürümeleri, hele bir de, bunca zahmeti çekmişken derslerini öğretmen olmadığı için boş geçirmeleri asla arzulanacak bir durum değildir. Bu yaşananların çocuk ve eğitim hakkı ile beraber uygar dünyaya yakınlığı ne olabilir ?

 

Ayrıca Macahel’in yaklaşık altı ay boyunca kasabaya ulaşımdan yoksun kalması, karda, tipide hastasını ve cenazesini 12 saat boyunca sırtında taşıması, on kişilik paletli kar aracına otuz kişi ile yirmi km. yolu otuz beş YTL verip “kellelerini koltuk altına alarak” kasabaya veya kasabadan köydeki evine ulaşmaları, bakımsızlık ve ihmalkarlık yüzünden günlerce, haftalarca elektriğin kesilmesinden dolayı karanlıkta kalmanın  yaşama hakkı ve insan hakları açısından uygar dünya ile yakınlık mesafesi nedir?

 

Yoksulluk; sadece Macahel’in ve Türkiye’nin değil dünyanın sorunudur. Macahel için güvenli bir şekilde ulaşım sorunu mevcuttur ve bu sorun en önemli kronikleşmiş bir sorundur. İklimi değiştirme gücü kimsede mevcut değildir. Köyden kentlere göç, eğitim ve uygar bir dünya ile bütünleşme arzusundaki nedenlerden birkaç tanesini de yukarıda kısaca bahsettim.

 

Doğanın korunması; Bugüne kadar Macahel’in doğasını devlet korumadı. Aksine yakın bir tarihe kadar korunan bu doğayı kısmen de olsa yaptığı istihsal ve küçük menfaatler uğruna yok etmeye çalıştı. Doğayı korumakla ilgili Macahel’in kendi sistemi vardır. Koru, kullan ve sahiplen. Yerleşik aileler koruyor. Gerektiğinde kendi ihtiyacını kullanıp gideriyor. Kendi zilliyetinde kabul ettiği alana sahiplenip başkalarının kullanmasına, tahrif etmesine müsaade etmiyor. 

  

Doğal kaynakların kullanılması ve değerlendirilmesine dayanarak, Macahel havzası içinde yapılması düşünülen dokuz adet küçük çaplı hidro elektrik santrallerinin inşası konusunda yapılan muhalefet girişimleri üzerinde ben de biraz beyin jimnastiği yapmak istiyorum.

 

Menfi düşünen ve muhalefet edenlerin, yapılması düşünülen santrallerin bir tanesinin dahi projesini gördüklerini tahmin etmiyorum. Ben görmedim. Kendileri gördüler ise bunu Macahel halkı ile paylaşmaları gerekirdi. İstişare etmeden bildiklerini halk ile paylaşmadan  istemezük diye Ankara’ya gitme hakkını böyle bir hayati konuda bu zevatlara kim verdi? Hele hele 9 Nisan 2008 günü Macahel- Borçka yolu ulaşıma açıldıktan sonra yazın ortalarına kadar bir grayderi kaymakamlıktan alamayıp köyler ve mahalleler arası yolları temizletemeyen  ve  bunun için kaymakamlık makamına hitaben yazmış olduğum (bugüne kadar yapmanız gereken bir çalışmayı yapmadığınız için bundan sonra da bu hizmet talebimizden feragat ediyoruz) konulu bir dilekçeye imzasını koyamayan bir muhtarın istemezük demeye hakkı var mıdır ?  

 

Türkiye bugüne kadar altyapısını, üniter yapısını güçlü kılacak bir şekilde kuramamıştır. Kuramadığı gibi köyler ve kentler arasında ki kalkınmışlık farkları had safhaya ulaşmıştır. Dolayısıyla göçler artmış ve bir sürü problemleri beraberinde getirmiştir. Göçün durması, kalkınmışlık farkının ortadan kaldırılması bölgede yatırımların yapılmasına bağlıdır. Şunu çok iyi bilmemiz gerekir. Bölgede yatırım olmasa Macahel’ in hiçbir sorunu çözülemeyecektir. Bu yatırımı oraya çekebilecek tek kaynak su kaynaklarıdır. Bu kaynakların çok iyi, bilinçli bir şekilde yerleşik halkın ve gelecek neslin menfaatları doğrultusunda kullanılması gerekmektedir.  İsteyip istememe, bu çapta beş on kişinin vereceği bir karar değildir.  Tüm Macahellilerin katılımı ile alınması gereken bir karardır. Aksi halde Macahel birkaç sene sonra tamamen elden çıkmış olacaktır.

 

Macahel’in kaderindeki yol, ulaşım sorunu halkı yöreden göçe zorlamış, beldenin boşalmasına neden olmakla birlikte halkın bilinçlenmesine ve güçlenmesine de sebep olmuştur. Macahel'deki HES.'lerin kısmen de olsa doğanın tahrif olmasına neden olacağı gibi birçok girdinin de Macahel'de kalmasına vesile olacaktır. Tahrifat; bölgenin iklim ve doğa  yapısından dolayı azami 10 yılda kendini yenileyeceği, bunca yatırımın Macahel'de kalacağını gözden kaçırmamak gerekir. HES.'lerin yapımı demek; bölge insanına iş, aş geleceğe ümitle bakma kapısı demektir.

 

Yoksa! Kuru kuru istemiyoruz demek;  Macahelli için ”burayı terk et git” anlamındadır. İnsanların göçe zorlanması illa kaba kuvvetle olmaz ya! Böyle de olur. 10.11.2008.

 

Metin ÖZBEK - metinozbek08@hotmail.com


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi