Macahel'in Yol Sorununun Tek Kesin Çözümü: TÜNEL

Macahel’in belki de sınırların belirlenmesinden bu yana devam eden ve diğer tüm sorunlarının da kaynağını oluşturan sorunu, yöreyi Borçka’ya bağlayan karayolunun özellikle kış aylarında uzun süreli kapalı kalmasıdır. Çünkü bu karayolu üzerinde bulunan Küçük Yayla mevkiindeki 1830 metre yüksekliğe sahip Macahel geçidi kışın bol yağış almakta, kar mücadeleyi zaman zaman imkansız kılacak ölçüde büyük ve çığ tehlikesi taşıyan kar kütleleri yolları kapatmaktadır. Bu yoğun yağış, aynı zamanda mevcut yolları da bozmaktadır.

Önceleri 6 aya kadar varan sürede yolların kapalı kalması, özellikle acil hasta, doğum vb. durumlarda, son yıllarda sıkça görsel ve yazılı medyaya da yansıyan acı görüntülere sebep olmaktadır. Bunun dışında da en temel insan hakkı olan ulaşım, seyahat hakkı fiilen kısıtlanmaktadır. Bu yol sorununun, Macahel’in sağlık, eğitim ve ekonomik sorunlarının da en temel sebebi olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Bu sorunun çözümü için çeşitli girişimler yapılmıştır. Öncelikle yıllardır devam eden bir şekilde mevcut karayolunun ıslahı yapılmakta, karayolu genişletilerek bozulması önlenmeye çalışılmaktadır. Ancak bunun kışın yolların kapanmasında bir çözüm olmadığı fiilen görülmektedir.

Bunun dışında çok acil durumlar için Camili’den sınırın geçilmesi, Batum’a ulaşılması ve Sarp sınır kapısından ülkeye giriş yapılması yöntemi geliştirildi. Ancak bu, başlarda çok olağanüstü durumlar için, yetkililer arasında görüşmeler yapılarak gerçekleştirilen geçici bir çözümdü. Zamanla daha sık kullanılmaya başlandıysa da yolun uzunluğu, farklı bir ülkede, protokol kurallarına tabi olunması nedenleriyle hiçbir şekilde kalıcı bir çözüm olarak düşünülmemiştir.

Macahel Halkı her zaman için kalıcı çözüm olarak, mevcut karayolunda, Küçük Yayla’daki geçitte tünel yapılmasını talep etmiştir ve halen de bu düşüncededir. Ancak tünel yapımının zaman alacak olması ve bu arada geçici bir çözüm olarak, protokol yerine, ilk zamanlarda pasavanla geçiş düşüncesi ifade edilmiştir. Fakat bu çeşitli nedenlerle gerçekleşmemiştir. Zamanla protokolle sınır geçişinin artması üzerine, daha kısa bir yol olarak sınırın geçilmesinden sonra Batum’a inilmesi, oradan Sarp sınır kapısına geçilmesi (eğer Borçka veya Artvin’e ulaşılmak isteniyorsa Hopa’dan tekrar buralara geçilmesi)  yerine, kısa bir kavis çizilerek Muratlı’dan ülkeye girilerek, bağlı olunan ilçeye, yani Borçka’ya ulaşılması düşüncesi ortaya atılmış ve 2003 yılında resmi görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Türkiye ile Gürcistan arasında vizesiz geçişin kararlaştırılmasında sonra, geçen günlerde Muratlı’dan geçiş konusunda nihai karara varılmıştır. Valilik Basın Bürosu haberine göre, Muratlı ile Camili arasında, sınır ötesindeki 27 km’lik yolu yapmayı ülkemiz üstlenmiştir.

Bu noktada dikkat çeken bir husus bulunmaktadır ki, Macahel’in yol sorunun kesin çözümü olan tünel yapımının ilginç bir şekilde gündemden düşmeye başlamasıdır. Oysa yakın zamanlarda bakan, hatta başbakan düzeyinde, Hopa-Borçka karayolu üzerindeki Cankurtaran geçidinden sonra Macahel geçidinde de tünel yapılacağı resmi olarak taahhüt edilmekteydi. Yeni Valimiz de “Buraya uzun vadede çözüm olarak öncelikle kar tünelinin yapılmasını, kısa vadede ise Muratlı Kapısının açılmasını görmekteyiz”, Onun için Camili yolunun yapılması için araç sayısı hiç düşünülmeyecek. Türk Devleti için orası bir bayrak sorunudur, devletimizin haysiyetidir. Orayı yapacağız. Yani orada kar zarar, ekonomi, rantabilite vs. düşünülmemelidir ve bence çok geç kalınmıştır” ifadeleriyle bu konudaki hassasiyeti vurgulamıştır.

Ancak son zamanlardaki bazı beyanlarda Cankurtaran tünelinden bahsedilmesine karşılık, Macahel tünelinden söz edilmemektedir. Son olarak, Sayın Valimizin kısa vadeli çözüm olarak nitelediği Muratlı sınır kapısının açılmasıyla ilgili basın bürosu haberinde ve bununla bağlantılı beyanlarda, adeta Macahel’in yol sorunun çözüldüğü görünümü yansımakta veya yansıtılmaktadır.

Bunun çözüm olup olmasından önce, tünelle ilgili bazı hususlara da değinmek gerekir. Tünel konusunda son aşama olarak güzergah tayini ve etüd çalışması söz konusu olmuştur. Camili Köyler Birliği’nin konuyla ilgili Meclis toplantısında; “tünel güzergahının, eski fırın mevkisi veya birinci viraj mevkisinden samalev mevkisine kadar olan güzergah olması gerektiği, samalev mevkiinden ise Camili'ye direkt yolun bağlanmasının uygun olacağı, bu güzergah sayesinde, hem kış mücadelesi, hem kilometrenin en az 15 km düşeceği, hem de rakımın azalacağı, Düzenli’den yapılacak yol genişleme çalışmaları kapsamındaki istimlak bedellerinden tasarruf sağlanacağı, kar mücadelesinin de en az üç ay azalacağı” kararlaştırılmıştır. Bu noktada Camili Köyler Birliği’nin kuruluşundan dahi rahatsız olmuş ve çalışmalarını sabote etmeyi iş edinmiş bazı çevreler, Birliğin bu kararını, dolayısıyla Macahel’in yol sorunun kesin çözümünü sabote etmek için ayrı güzergah içeren, güya bu konuda ihtilaf varmış görüntüsü oluşturan girişimlerde bulunmuşlardır. Ne yazık ki bu çevrelerin asıl amaçlarından habersiz bazı muhtarlarımız, kişisel çekişmelerin de etkisiyle (bunların bu çevrelerce kullanılmasıyla) bu propagandalara aldanmışlardır. Bu çevrelerin bir kısmının, ülkemizde başka bir ülke adına, o ülkenin istihbarat ve dini kurumuyla bağlantılı alenen lobi faaliyeti yapanların uzantısı oldukları herkesçe bilinmektedir. Ne gariptir ki bu çevreler, asıl yolumuzun yapılması konusunda hiçbir olumlu girişimde bulunmadıkları (zaten böyle bir dertleri olmadığı) gibi, doğa korunması kisvesi altında mevcut yolun ıslahına, genişletilmesine dahi karşı çıkmışlardır, dağlarda yaşayan ayıların ürkmemesi için mahalle yollarının yapılmasına engel olanlarla birlikte hareket etmişler, yörenin koruma alanı ilan edilmesiyle bağlantılı olarak,  “insanlık için rezerve edildi” gibi yörede yaşayanları insandan saymayan haberleri baş tacı yapmışlardır. Yine çok ilginçtir ki başta pasavanla olması ileri sürülen, daha sonra protokolle sınır ötesi yapılan ve bir nebze küçük düşürücü zorunlu geçişleri alkışlamışlardır. Çünkü dertleri Macahel’in sorunları veya Macahel insanı değildir. Amaç, yörenin doğal ve kültürel zenginliklerini sömürme, manipüle etmedir ya da ideolojik bağnazlık, ben yapmazsam kimse yapmasın şeklindeki ihanettir!

Şunu tekrar vurgulamak gerekir ki, Macahel’in yol sorununun uzun vadeli, kesin çözümünün tünel olduğu konusunda Macahelliler arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bahsedilen çevrelere aldanan muhtarlarımız dahi beyanlarında, farklı güzergah da olsa çözümün tünel olduğunu tereddütsüz ifade etmektedirler. Hangi güzergahın ideal olduğu bir sorun olmayıp, karayollarının yetkili mühendislerince bilimsel olarak çözülebilecek basit bir husustur. O nedenle “tünel için önce aranızdaki ihtilafı giderin” yaklaşımı doğru değildir. Çünkü burada gerçek anlamda bir ihtilaf bulunmamaktadır, olamaz da.

Muratlı’dan geçiş, elbette kısa vadede, zorunlu geçişler için yararlı bir girişim olmuştur. Ancak bu hiçbir şekilde Macahel’in yol sorunun sona ermesi anlamına gelmemektedir. Muratlı’dan geçiş, Batum-Sarp-Hopa-Borçka veya Artvin şeklindeki zorunlu, fakat çileli sorunu çözecektir. Ancak halen ıslah çalışmaları devam eden Borçka-Camili yolundaki sorunun nihai çözümünün tünel olduğu kuşkusuzdur. Bu noktada kısa vadeli çözüm olan Muratlı geçişi için 1 km si ham yol olmak üzere 27 km’lik bir yatırım yapılabildiğine göre, uzun vadeli, kesin çözüm olan ve 1 km’den ibaret tünel çalışmalarının da gerçekleştirilmesinin zor olmadığı düşünülmektedir.

Diğer yandan, Muratlı geçişi ile ilgili olarak Gürcistan’ın Acaristan’ı yöneten yetkilileri, yanlış bir şekilde Macahel’in milli park olduğunu belirterek, bunun turizm bakımından önemine değinmişlerdir. Oysa bu bölgelerin, betonarme yapılaşmayı ve denetimsiz nüfus yoğunluğuyla birlikte çevre kirliliğini beraberinde getiren turizmden korunması gerektiği bellidir. Nitekim Sayın Valimiz de son bir beyanında, “Şimdi turizm diyoruz. Bizim Artvin ile ilgili sloganımız şu olmalı. Artvin’i turizm’den koruyalım. Ben buna çok önem veriyorum. Turizmin girdiği yer, süratle orası müthiş bir saldırıya uğruyor. Ve kısa zamanda betonlaşmaya dönüyor. Ben Artvin’in öyle olmasını istemiyorum. Çünkü Artvin önümüzdeki yüzyılın, Türkiye’nin en önemli görsel malzemesi olacak. Artvin’in coğrafya güzelliği, habitatı Türkiye’nin çok az bölgesinde olan bir coğrafyası var. Belki şuanda Artvin’in coğrafyası Artvin’in şansızlığı gibi görünüyor ama önümüzdeki 10 yıl sonra Artvin’in bugün şansızlığı gibi görünen şey o gün en büyük hazinesi olacak” demiştir. İlginçtir ki Macahel Halkı da, yöreyi turizme açmaya çalışan Tema ve GEF-II yönetimine karşı aynı gerekçelerle karşı çıkmış, turizmin yöre doğasını, mimari ve kültürel yapısını bozacağını, bozduğunu somut örnekleriyle ortaya koymuştur. Bunun Artvinimiz için de geçerli bir doğru olduğunun ifade edilmesi, haklılığın bir başka görünümüdür.

Son olarak, uzun vadeli, kesin çözüm olan tünel için de gerekli adımların bir an önce atılmasını diliyoruz. Muratlı geçişinin de özellikle kış aylarındaki zorunlu geçişler bakımından yararlı olacağını düşünüyor, aynı zamanda bu gelişmeyi lobicilerin aksine, Acaristan’da baskı altında yaşayan, dinsel ve kabilesel asimilasyona maruz kardeşlerimizin, Sarp’tan sonra nefes alabileceği ikinci bir çıkış noktası, imkanı olarak görüyoruz.  Keza bunu, Sayın Valimizin ifadesiyle büyük ve güçlü Türkiye düşüncesinin ve bu noktada Artvin’in rolünün bir parçası kabul ediyoruz. (abdullaherturk2002@yahoo.com).

Görüntülü Ekler 

* Borçka-Camili yolu üzerinde, Küçük Yayla mevkiindeki Macahel Geçidi'nin uydu görüntüsü
** Camili-Muratlı arası güzergahın sınır ötesinden uydu görüntüsü


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi