Prof. Dr. M. Fahrettin KIRZIOĞLU, OSMANLILARIN KAFKAS – ELLERİ’Nİ FETHİ (1451 – 1590), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2. Baskı, Ankara 1998’den alınmıştır.
I. BÖLÜM
Fatih Sultan Mehmet Çağındaki Fetihler (1451- 1479)
(...)
B) Harşıt (Khaşrud)’dan Çoruk-Ağzı ve Acara-Suyuna Değin Fetihler: 1. Tırabuzon’un Fethi (1461); 2. Kürtün ile Torul ve Çanıça (Gümüşhane) Bölgesinin Ortodoks Kabasitanlar’dan Alınması (1479) ve Madzahalet (Maçakhel) Atabeklerinin İtaati; 3. Tırabuzon Sancağı ve Sınırları.
Konumuzla ilgisi dolayısıyla, Osmanlılar’ın şimdiki Acara ve Gürcistan sınırına karadan yaklaşmalarını da gözden geçireceğiz. Fatih çağında şimdiki Tırabuzon ve Rize illerinin bütünü ile, Gümüşhane’nin Harşıt çayı bölgesi, Artvin’in Karadeniz yakası ve Macakhel bucağı, Giresun’un kalesiyle yakın köyleri fethedilmiştir. Giresun ile Akçaabad (Vakfikebir) arasındaki kıyılar ve Harşıt’ın aşağı boyu ise, komşu yerli Türkmenler ve başta Çepniler’in eline geçmiş olarak, Osmanlılara katılmıştır. (sayfa 21)
1. Tırabuzon’un Fethi (1461)
(....)
2. Kürtün ile Torul ve Çanıça (Gümüşhane) Bölgesinin Ortodoks Kabasitanlar’dan Alınması (1479).
(....)
(sayfa 38) İşte bu sıralarda, Atabekler Tebriz’e itaatten ayrıldıkları gibi, Tırabuzon’un güneybatı yanındaki tampon Meso-Khaldiya (Torul) ve Kürtün Beğliği başındaki Kabasitanlar da, iç karışıklıkları yatışmayan Akkoyunluların himayesinden uzak kalmıştı. Tırabuzon Sancağı’nın Borçka’dan aşağı Çoruk sağında kalan ve Gürel Beğliği’nden Atabekler’e geçip, bunlardan bir kolun elinde bulunan Madzahalet (Maçakhal) bölgesi de, rakip kardeş Atabek prenslerinin göz koyması yüzünden, kendi beğlerinin rızasıyla Osmanlılara bağlanıp, güvenliklerini sağlamak istedikleri anlaşılıyor. Çünkü, sonraki Osmanlı belgelerinde, “Maçakhal Sancağı”nın Atabekler soyundan olan beğlerinin, “yurtluk-ocaklık” olarak burayı idare ettiklerini görüyoruz.
Uzun-Hasan’ın ölümünden sonraki hadiseler ile doğan fırsatlar, Osmanlıların Harşıt boyundaki Kabasitanlı Beğliği’ni ortadan kaldırmalarına ve Madzahalet’i de ocaklık yoluyla Tırabuzon’a bağlamalarına yol açmış oldu. Fatih’in son Başveziri (1477-1481) Karaman (Konya)lı Nişancı Mehmed Paşa, kendi iktidarı zamanında fethedilen bu iki beğlik için, ancak şu bilgileri vermektedir:
“Sultan Hazretleri, 884 (1479) yılında Şerefli Merkezinde (İstanbul) oturarak, Tanrının yardımı ile düşmanları yenen ordusundan küçük bir fırkayı Gürcistan bölgesine gönderdi. Orada, Torul denilen (başkent) kale ile, Madzahalet ülkesini baştanbaşa fethettiler.
(.....)
(sayfa 43-48) Yukarıda görüldüğü gibi, yalnız Başvezir Nişancı Mehmed Paşa’nın 1479 da Torul’un fethi sırasında alındığını bildirdiği “Madzahalet ülkesi”nin yeri, 1949 yılma değin bilinmiyordu. Dede-Korkut Kitabındaki “Kadzan” ve “Kadzılık” adlarında görüldüğü gibi peltek oğuz-ze’si ile bugün de Acaralıların “Madzakhal” dedikleri bu bölge, yukarısı bizde ve aşağısı Acara Muhtar Sovyet Cumhuriyetinde kalan Osmanlı belgelerindeki “Maçakhal” Sancağından ibarettir. 1479 da anılan adın sonundaki “et” eki, gürcüce “lik/lık” ve ülke anlamım bildiren (Os-et, Urus-et, Türk-et, Apkhaz-et, Can/Çan-et, Triyal-et.,..gibi) bir sonektir. “Madzakhel / Maçakhel” adı, Acara lehcesinde “çamurlu / balçıklı” demektir. Çoruk ağzı doğusunda ve Şavşat batısındaki bu bölge, çok yağmur almakta ve gerçekten kaygan çamur ve balçıkları ile tanınmaktadır. Bir bölgeye ad olan Madzakhal/Maçakhel’in merkezi, zaman zaman değişmiştir. Evliya-Çelebi, Çıldır/Ahıska Eyaletine bağlı sancakları sayarken “Macakhel Sancağı” için “Avkhetci Kal’ası, Sancakbeği tahtıdır. Defter-i Hakanîde Macakhel yazar, sarp kal’adır” diyor.
Eldeki Mühimme Defterlerinde ilk olarak “Macakhel Sancağı”ndan, evini bozan köylülerin yol keserek, Acara yolcularına zarar vermelerine engel olunması için, 981 (1573) yazında gönderilen bir Hüküm’de bahsedilmektedir. Madzahalet / Maçakhel Sancağı ocaklı-beğleri olan Atabekler kolunun, 1479 daki fetih sırasında kendi arzularıyla Osmanlı ülkesine katıldıkları ve ancak 82 yıl sonra gönül isteğiyle İslamlığı benimsedikleri, 986 (1578) de başlayan Doğu-Seferleri’nin ilk Serdarı Lala-Mustafa Paşa’nın Maçakhel-İmerkhev-Şavşad Atabekleri soyundan Lağveş {= Şişman) -Ahmed Beğ’e yazılan mektubundan anlaşılıyor. Bunda (970/1563 yılında Erzurum’daki Lalapaşa-Camiini yaptıran) Lala-Mustafa Paşa, Erzurum Beğlerbeğiliği (1561-1563) sırasında yaptığı öğütlemelerle, İslam dinine girerek “Ahmed” adını alan ve 1578 de “Şavşad Sancağı Beği” olan Lağveş’in, kaynatası olan Kakhet Bagratlı Kıralı bölgesini ve Ahıska ile Ahılkelek’teki Varazaoğlu’yu, Safîlilerden yüzdöndürüp Osmanlılara çevirmeye gayret etmesi isteniyor. “Ma’lumunuzdur ki, sabıkaa şeref-i İslamla müşerref olmanuza ve sa’adetlü Padişah’un (Kanuni’nin) rayet-i sa’adet-ayatile (Sancakbeğliliğile) akran ü emsal mabeynin de behre ve şeref bulmanuza, bu muhibbinüz sebeb-i zahiri düşüp” diye de hatırlatılıyor.
Madzahalet / Maçakhal / Maçakhel bölgesi, Acara-Suyu’ndan önce sağdan Çoruk’a karışan ve 16 Mart 1921 Moskova Muahedesiyle Batum ile Acara’yı (1877 de Türkiyeninken Çarlığa bırakılıp, 3 Mart 1918 Brest-Litowsk Muahedesiyle geri alındığı halde) Anadolu’dan kopararak Sovyetler Birliğine bırakan son devlet sınırına göre, baş kolları beride kalan Akrıyas-Çayı boylarındaki balkanlık derelerden ibarettir. Bu çayın başlarındaki Artvin’e bağlı 6 köyden ve mahallelerinden ibaret “Maçakhel Bucağı”na,, öteden beri halk arasında “Yukarı-Madzakhel / Maçakhel” ve sınır ötesinde kalan 20 köylük büyük bölümüne de “Aşağı- Maçakhel” ve Acaralılarca “Madzakhel-is-Pir” denilmektedir. 1289 (1872) tarihli IV. “Tırabuzon Salnamesi”ndeki mülkî düzen cetvelinde: merkezi Batum olan “Lazistan Sancağı”nın merkezi “Khula” (Kula/Kule) olan “Acara Kazası”nın “Maçakhel Nahiyesi”nde, halkının hepsi “Müslim” olan 3955 evli 26 köy bulunduğu belirtilmiştir. İşte bunlardan 6 sı bugün beridedir.
Artvin’de “Meclisi Umumîi Vilayetin (1)925 senesi ictimaında kamilen değiştirilmiş” olan eski köy adlarının yerine konulan yenileri, bugün de resmen kullanılmaktadır. Artvin’in Borçka İlcesi’ne bağlı “Maçakhel Bucağı”mn 6 köyünün 1925 ten önce ve sonraki adları şöyledir: l) Khertvis (Bucak merkezi): Camili (buranın mahallesi “Kaftaret” =Sırtlanlı’nın yarısı sınırın ötesinde kalmıştır), 2) Mindiyet: Maral / Maralköy, buranın mahallesi İremet’tir. 3) çayın başındaki Akrıya: Uğur, 4) Kuvabis-Tavi (acaraca: “kaya-tepesi” demektir): Kayalar, 5) Efrat: Efeler, 6) Zedvake: Düzenli (l: 500 000 lik Anadolu haritalarında yanlışlıkla “Düşenli”). Resmî sayım yayınlarında Artvin îlinde gösterilen “gürcüce konuşanların”. bütünü Borçka’nın “Maradet” Bucağı ile Şavşat’ın İmirkhev/Meydancık bucağının köylüleri olup, dilleri “Acara-Gürcücesi” sayılır ve eski ile yeni Kıpçak ve Anadolu Türkçesi sözleriyle dolu bulunduğundan, İmeret (Kutatıs) ve Kartli (Tiflis) Gürcülerince anlaşılmaz.
Gerek Yavuz çağındaki “Tırabuzon Sancağı” tahrir defterlerinde, gerekse Kanunî zamanında tutulan Atabek-Yurdu “Gürcistan Vilayeti” tahrir defterlerinde, 1479 daki fetihte itaat ettiği için yerli ocaklı-beğler elinde bir “hükümet”çik sayılan “Maçakhel Sancağı”nın ve komşusu “İmerkhev” ile “Şavşad”ın da, XVI. Yüzyıl boyunca Osmanlı tahririne girmediğini görmekteyiz. XV. Yüzyıl ortalarında: l) Samçkhe (Ahıska), 2) Şavşet (Madzakhel-İmerkhev-Şavşat), 3) Cavakhet (Çıldır-Ahılkelek), 4) Kalarcet (Ardanuç-Artivin) ve 5) Tao (Tortum-Oltu-Tavusker-Yusufeli/Dav-Eli) adıyla beş bölgede beş kola ayrılan Atabekler- Yurdu (Sa-Atabago) bölgesinin, Evliya-Çelebi’nin “Şavşadistan” dediği Çoruk-Acarasuyu kavuşağından Ardahan ve Poskov’a kadarla kesimi kaplıyan “Savşet” bölgesi Atabekler kolundan her biri bir ocaklık-sancak sayılan Maçakhel, İmerkhev ve Şavşad’a hakim olan üç kardeşin de, 1561-1562 yıllarında Erzurum Beğlerbeğisi Lala-Mustafa Paşa’nın delaletiyle Ortodoks-Hıristiyanlıktan dönüp, Hanefî-Müslüman olduklarını, yukarıda anılan Lala-Paşa’nın “Lağveş Ahmed Beğ”e yazdığı mektup ile, şu belgeden anlayabiliriz:
“Erzurum Beğlerbeğisi’ne ve Defterdarına Hüküm ki, Macakhel Sancağı Beği (Atabekli Lağveş-) Ahmed Beğ mektub gönderüp: babaların ocağın (irsî hükümet bölgesini) büyük karındaşı (merhum) Mehmed Beğ tasarruf ederken, üç karındaşı bile birleşdirilmek içün, Liva-i mezbura Vilayet-Katibi (Erzurum’dan Khoca nam Emîn-i-Kalem, 978 sonunda/1571 Mayısında) “gönderilüp; varup, tahrîr eyledükde: asıl ocakları (Maçakhel) beş kerre yüzbin akça ile büyük karındaşı Mehmed Beğ’e verilüp; ve eyü yerlerinden iki kerre yüzbin akça ile (İmerkhev bölgesi) küçükkarındaşı Mahmud’a. verilüp; ve kendüye (Lağveş-Ahmed’e) has yerlerinden iki kerre yüzbin akçalığı (Şavşad bölgesi) dahi kendüye tevcih olunup. Sonra, büyükkarındaşı fevt olup, Sancağın yedi yüzbin akçalığı (Şavşad ile İmerkhev) küçükkarındaşına ve (üç) yüzbin akçalığı dahi kendüye tevcih olunup. Lakin kendünün (Macakhel’den ibaret çok balkanlık ve verimsiz) sancağı gaayetle bîhasıl olmağla; büyükkarındaşından mahlul kalan üç kerre yüzbin akça, elünde olan harabenün (Macakhel’in) üzerine zammolunup, cümle altı kerre yüzbin ile inayet buyurulursa, karındaşı oğlundan (Mehmed Beği’in küçük yaştaki oğlu Husrev’den) taleb olunacak mal-i-mîrîyi eda etmesine ta’ahhüd ederim, deyü bildürdü”.
“İmdi, müşarün-ileyh Mehmed Beğ’ün (Macakhel’e ait ocaklık) Beratında: kendüden sonra oğluna verile, deyü (Kanunî fermanında) mukayyed olmağın, (Lağveş-Ahmed’in dileği) müyesser olmamışdur. Buyurdum ki: vardukda, müşarün-ileyhe tenbîh eyliyesin ki, karındaşı oğlunun zimmetinde olan mal-i-mîrîyi bîkusur cem’ü tahsîl eyleyüp, Erzurum Hazînesi’ne teslim eyliye ki, irsaliyye ile kendüye (sonu kopuk)”.
Şavşad ile İmerkhev’deki kardeşi ve yeğeninin Lağveş-Ahmed Beğ’den şikayetleri üzerine gönderilen Hükümde de şunlar bildirilmektedir: “Erzurum Beğlerbeğisi’ne Hüküm ki, hala Şavşad ve İmirkhev Sancakları Beğleri Mahmud ve (yeğeni, Mehmed Beğ oğlu) Khusrev dame izzehüma mektüb gönderüp: bundan akdem Vilayet tahrîr olunup, Sancaklarımuzu ta’yîn eyledikde (1571 Mayısında), kıdvetü’l-ümeraü’l-kiram (Macakhel Sancakbeği) Ahmed dame izzehuya, Sancaklarımuz içinde ba’zı karyeler has ta’yîn eylemekle, Sancakları dahilinde olan karyelere gelüp sakin olup—re’ayaya enva’-i ta’addî eyledüğünden gayrı—, gavgaa eylemekden hali olmaduğunu; müşarün-ileyh sabıkaa kendü Sancağı’nda sakin olmağ-içün Hükm-i Hümayun verilmişiken; Sancağı’na varmayup, Emr-i Şerifüme muhalif, bunlarun Sancağı’nda sakin olduğun i’lam eylediler. Buyurdum ki: vüsul buldukda, müşarün-ileyhüm Beğler’e bu defa dahi tenbîh eyliyesin ki, herbiri kendü Sancağı’nda sakin olup”, “eslemiyenleri yazup, arzeyliyesin”.
“Şavşad ve İmirkhev Beğleri Khusrev ve Mahmud”, ailelerinin büyüğü ve açgözlüsü “Macakhel Sancağı Beği Ahmed Beğ”in, Kakhet kıralı olan kaynı “Aleksandre”nin Osmanlılara “ubudiyyet-namesi”ni getirirken kaçakçılık yaparak İran’a atlar savuşturduğunu da, İstanbul’a duyurmuşlardır. 1578 de Şirvan Seferi’ne çıkılırken, Kakhet Kırallığını İran’ dan çevririp elaltından Osmanlılar’a döndürdüğü için mükafat olarak “Şavşad Sancağı Beği”de tayin edildiğim gördüğümüz “Lağveş-Ahmed Beğ”in soyundan gelen “Atabekler” kolundan bugün Şavşat eşrafından ve tüccardan Musa Atabek’in. elinde bulunan 1029 (1620) yılında yenilenmiş bir Osmanlı “temliknamesi”nde, (1561 de Lağveş’in İslam dinine girişi dolayısıyla Kanunî tarafından verilen yeni bir senedden) şöyle bahsediliyor: “Bundan akdem merhum Sultan Süleyman tarafından yurdluk ve ocaklık tarîkile verilen Şavşad ve İmirkhav Sancağı’nda”.
1479 da “Madzahalet” / Madzakhal bölgesinin fethiyle, Osmanlı sınırı, ilk defa Çoruk sağına geçmiş oluyordu. Burası, batıdan Çoruk ile “Göniye-Batumu”, kuzeyden “Aşağı-Acara”, doğudan “İmirkhev” ve güneyden de “Livana (Artvin)” sancakları ile çevrilmiş bulunuyordu. 1921 sınır kesimiyle bizde kalan 6 köylü “Yukarı-Maçakhel”in Borçka İlçesine bağlı sarp ve balkanlık bir “bucak” olduğuna yukarıda işaret etmiştik.
3. Tırabuzon Sancağı ve Sınırları (1516)
(.....)
IV. BÖLÜM
III. SULTAN MURAD ÇAĞINDAKİ FETİHLER (1578-1590)
(....)
D) Kür boylarındaki Vak’alar; Revan Fethi, Yeni İmar ve Eyaletler (1578-1588):
(....)
3. Ferhad Paşa’nın İlk Serdarlığı sırasında Revan Fethi ve İmarı (1583); Loru ile Tumanıs Kaleleri’nin İmarı, Lor (Borçalı) ve Tumanıs Eyaletleri’nin Kurulması (1584)
(....)
(sayfa 354) Tumanıs imarı sırasında eski Çıldır Beğlerbeğisi Menuçehr MustafaPaşa’nın “Vakhuş(t)” adlı adamı Serdar’a gelerek, bağıslanması yolunda dilekte bulunmuştu. Serdar, bu dileği kabul etmediğinden, Ahıska’ya. gelip, buranın kalesini de tamir etmek isterdi. Askerin bunu istememesinden, Erzurum’a doğru dönüşte, Menuçehr, Serdar’ın karargahına bir baskın yaparak, birçok eşya, hayvan ve erzaktan başka Serdar’ın “sevgili cariyesi” ile murassa' kılıç ve kürklerini bile yağmaladı. Serdar’ın emriyle bu yıl, Çıldır Eyaleti Sancakları’ndaki şu kaleler de onarılıp, koruyucuları, şöylece konuldu: Şavşad Sancağı’nda: (bugünkü ilçe merkezi batısında kalıntısı bulunan) Satlel, “Livana” (Artvin) Sancağı’ndaki Şadbert kalelerine 50 şer, “Macakhel Sancağı’ndaki (şimdi bakır çıkarılan Kuvarskhan’dan ibaret) Varsıkhan (Kuvarskhan) nam Hisar’a otuz nefer”, “Livana’daki Artvin nam Hisar’a kırk nefer verildi. “Alelhusus, Maçakhel Kal’ası (Atabekli) Lağveş-Ahmed Beğ nam ‘asînün elinde iken, (Atabekli) Menücehr’e iltica etmeğin, viran etmişken, mahallinde lazimü’1-hıfz kal’a olmağla, tekrar ta’mîr olunup, ol mıkdar nefer verilmişdür”. Emirkhev’e 24, Yukarı-Acara’da Salınca’ya 49 hisareri konuldu. “Akşehir demekle meşhur ve Akhılkelek namı ile mezkur Kal’a”nın, Lala-Paşa zamanında konulan hisarerleri az olduğundan, bu defa 484 Sağ ve 400 Sol Gılmanı, ağa ve kethudalarıyla konulup, mühimmatı görüldü. Ayrıca, “Postkhov nam Kal’a ki bir ismi dahi (şimdi ilçe merkezi Duğur kasabasının 5 Km. güneydoğusunda ve Ardahan-Posof şosesinin batısındaki tepede içkalesi olup, yamaçlarında Sur örenleri kalan) Mere’dür”; buraya da Lala-Paşa tarafından konulan Hisarerleri, Menuçehr’in baskınları karşısında az geldiğinden, bu defa “yüz elli nefer kul dakhı yazıldı”.
(...)
E) Şah Abbas’ın dileği ile, 12 yıllık savaşlara son verdiren 1590 İstanbul Barışı’nın imzalanması; Osmanlılar’ın 1451-1590 arasında Kafkas-Elleri Fetihlerine toplu bir bakış.
(.....)
Bugünkü Kafkas-Elleri bölgesi’nde, 1451-1590 arasındaki Osmanlı fetihleri özetini, yıl ve bölge üzerine, şöyle sıralayabiliriz:
(...)
(sayfa 383) V. Ayni 1479 yılında, Akkoyunlulardan yüz çevirip Osmanlılar’a itaat eden bir Kıpçaklı Ortodoks Atabekli idaresindeki Borçka ve Aşağı-Acara kesimini içerisine alan Madzahalet bölgesi, önce Tırabuzon Sancağı’nda ve sonra Erzurum Beğlerbeğisi’ne tabi Ocaklı-Beğleri’nin idaresinde kalmış; Atabekli Lağveş-Ahmed Beğ’in asi iken bozması üzerine, 1584’te kalesi yapılıp, XVI. Yüzyıl sonlarında “Maçakhel Sancağı” adıyla, Çıldır (Ahıska) Eyaleti’ne bağlanmıştır.